20 Ağustos 2007:  

Ankara’ya hareket. Gündüz saat 12:00 – 17:00 arası saat başı otobüs bulunuyor. Bursa – Ankara  arası 6 saat sürüyor. Yol 380 km.  

21 Ağustos: 

THY ile 10:45 uçağıyla kişi başı 121 YTL ye Van ‘a uçtuk. Bu yol 1sa 20dk sürüyor. Hava alanına vardıktan sonra 15 dk yürüyerek ana yola çıkıp dolmuşla şehir merkezine geldik. Dolmuş Yüksekova minibüslerinin kalktığı yerde bizi indirdi. Yarım saatte bir kalkan dolmuşlarla kişi başı 10 YTL verip 3 saat sonra Yüksekova’ya vardık. Yüksekova’dan pazarlık yaparak,taksiyle, 3 kişi 15 YTL ye, yarım saat sonra Esendere sınır kapısına vardık.  

Kapıda 15 YTL pul ücreti ödeyip iran tarafına geçtik.burada da fazla uğraşmadan sınırdan geçtik sorunsuz bi şekilde. Kapıdan geçer geçmez taksiciler karşınıza geliyor. 

Urmiye’ye gitmek için pazarlık yapıyoruz ve 20000 tümene anlaşıyoruz(benzine gelen kota ile birlikte benzin karaborsaya düşmüş ve 7000-8000 tümene gidebileceğimiz yeri 3 katına gittik).yaklaşık 45dk sonra Urmiye de Babeğin evine vardık. 3 gün Urmiye’de kaldıktan sonra 26 ağustos akşamı tahrana doğru yola çıktık. Urmiye’de bu kadar oyalanmamızın sebebi bizimle Damavand’e gelecek olan İranlı dostumuz Saminin işlerinin uzamasıydı. Ama bu fırsattan istifade edip  İran’ın gece hayatının altını üstüne getirmeyide unutmadık. 

24 Ağustos: 

Akşam saat 20:00 da İranlı dostumuz Sami ile birlikte  Urmiye’den Tahran’a  kişi başı 8000 tümen vererek otobüs ile (Seyrü Sefer tur) yola çıktık. Yol 12 saat sürüp sabah 08:00 da Tahran’a vardık. Tahran terminalinden doğu garajına doğru yolsa çıktık. 1 saat sonra kişi başı 4000 tümene doğu garajına vardık. Burdan hemen yine bir taksi bulup Polur kasabasına vardık. Doğu garajından Polura yine 1 saatte kişi başı 5000 tümen yani toplamda 20000 tümene geldik. Polurda vanet marka kamyonete binip toplam 20000 tümene 3200 kampına kadar çıktık. Gosfandsara 3200 kampından direk yürümeye başlayarak 3 saatte 4200 kampına vardık. Burada federasyonun adamlarından biri yanımıza gelip bizle konuşurken her ne kadar çaktırmak istemesekte (tabi bunu hiç konuşmayarak becermek istedik) mustafa ile hasan’ın türk olduğu anlamış bulundu. Ve kişi başı 50$ vererek 100$ ımız federasyona gitti.Akşam 20:00 gibi bol bol su içip, sarımsaklı yoğurda bandırılmış nefis İran cipslerini yedikten sonra erkenden yattık. 

25 Ağustos: 

Sabah 03:00 da kalkıp 04:15 da zirve yoluna doğru yola çıktık. Rota çok rahattı ve herhangi bir teknik zorluğu yoktu. Sadece 5000 metredeki pehsanek yani meme ucu dedikleri noktadan sonraki yarım saatlik yol bitmek bilmiyor.Kükürt gazı 5200 den sonra başlayıp zirveye kadar insanı rahatsız edecek şekilde yerden püskürüyor.Zirveye 09:00 sularında çıkıp zirve fotoğraflarını  çektikten sonra kükürt gazının bastırmasıyla zirveden derhal ayrıldık. 3 saat sonra 4200 kampına vardık. 2 saat kadar yemek molası verdikten sonra kampı toplayıp 3200’e indik ve ordan da yine bir vanete binip  kişi başı 4000 tümen verip Tebrizli dağcılarla Polur’a indik.akşam 21:00 gibi polurdaydık ve araç bulmakta zorlandık ama yinede bi taksi bulup toplamda 20000 tümene Tahrana vardık. Tahran’da 1 saat kadar otel aradık ama bulamayınca Sami’nin bi arkadaşına kalmaya gittik. 5671m ‘lik Damanand’i hiç bi sorun yaşamadan bitirmenin sevinci ile 4850 m’lik Alam Kooh’un hayallerini kurmaya başlamıştık. Artık sıra ondaydı. 

26 Ağustos: 

Tahran’da dağcılık malzemelerin satıldığı dükkanların sokağına gidip bi kaç ufak alışverişten sonra ,hafiften tahran sokaklarında dolaşmaya başladık.Tahran Urmiye’ye göre çok pahalı.Trafik çok kalabalık ve her taraf taksi motorlar ve dolmuş taksilerle dolu.Bu gecede Tahran da kalıp yarın sabah erkenden Alam Kooh yollarına düştük. 

27 Ağustos: 

Tahran’da kalan bi kaç ufak işimizi hallettikten sonra 12:00 gibi Alam Kooh’a gitmek üzere yola çıktık. Tahran terminaline geldikten sonra sora sora Chalus arabalarının nerden kalktığını öğrendik. Terminalin az ilerisinden kalkıyor. Alam Kooh, Hazar denizine yakın bir yerde, yani tatil beldelerine yakın bi yerde. Bizim gidiş tarihimizde Şaban Ayı nedeniyle ilan edilen 4 günlük bir tatil vardı, herkes tatil için hücum etmiş o taraflara. Bu yüzden otobüsler dolu olduğu için taksiyle gitmek zorunda kaldık. Bu tatili ve otobüs olmamasını fırsat bilen taksiciler fiyatları uçurmuş. Kişi başı içimiz sızlaya sızlaya 20000 tümen vererek, Rudbarek (1700m) ‘deki İran Dağcılık Federasyonun dağ evine gitmek üzere yola çıktık. Yaklaşık 250 km lik bu yolu çok hızlı ve tehlikeli bi şekilde gittik. Şoför hakkaten asap bozacak şekilde sakat kullanıyodu hepimiz özellikle Hasan çok tırstı. Akşam vakti hava kararmak üzereyken dağ evine vardık. Mustafa ve Hasan’a Türk oldukları için 20 şer dolar daha sıkıştı. Ayrıca buda yetmiyomuş için gecelik ücret İranlılara 3000 tümen iken bize 5000 er tümendi. Toplam 13000 tümen de konaklama için verdik. Dağ evinden sabah 6 da yine vanet kalkıyo. Bu vanetler sizi yarım satlik bi yolculuk sonunda çantaların katırlara yüklendiği yere kadar götürüyo. 

28 Ağustos 

Bizim hedefimiz sabah 5 de kalkıp kahvaltı yapıp vanetle yola çıkmakken, biz 6 ya 5 kala kalkıp kahvaltısız vanete bindik. Belki de hayatımda uyuduğum en güzel uykuydu. Vanet bu yolu 13000 tümene götürüyo. Bizimle birlikte başka bir ekip daha olduğu için bizim payımıza 5000 tümen civarı bi para düştü. Burdan çantaları 3900 deki dağ evine (Sarchal) kadar çıkarması için katıra verdik. 5 saatlik aç karna yapılan bir yürüyüşten sonra Sarchal’a vardık. Burda katırlar ha geldi ha gelecek derken 2 saat bekledik. Katırlardan çantaları alıp önce yemek yedikten sonra 3,5 saatlik bir yürüyüşten sonra Alamchal’a  (4200m) yani asıl kamp yerimize vardık. Aslında katırlar buraya kadar da geliyor ama 20000 tümen daha vermekten se çantaları taşımayı tercih ettik. Zaten yol buradan sonra çok eğimli değil. Alam kooh’un teknik rota tırmanışları içi tercih edile kamp yeri burası ama eğer klasik rotdan tırmanılacaksa Sharchal’da kalınabilir. Hava kararmak üzereyken çadırımızı kurduk. Alamchal denen kamp yerinde çadır kurulabilesi için taşların üzerine beton dökülmüş, yani çadır kurmak için tek yer burası başka düzlük yok. Bu kamp yerinde suyu da hemen aşağıdaki buzuldan sağlıyorsunuz. Bu su akşamları donuyo ve ertesi gün öğlene kadr da akmıyo. Biz de o kadar büyük bidonlar yoktu ama kamp yerindeki diğer ekiplerin getirdikleri bidonları doldurup suyu onlarla ortak kullandık.  

29 Ağustos 

Sabah 7 buçukta yola koyulduk. Kamp yerinden çıktıkdan sonra sağda az yukarda kalan çentikten sırta giriliyor.sırt üzerinde biraz ilerledikten sonra kolay bir yan geçişle rotaya giriliyor. Çentiği geçtikten sonra emniyet kemerlerimizi falan giyip yola devam ettik. Yol, rota boyunca da çok belli, sprey boyayla çizilmiş ya da taşa çakılmış oklarla rota 4600m ye kadar belirlenmiş. Eğer bu işaretleri de göremezseniz de semaver kayasının solunu hedef alıp rotada ilerleyebilirsiniz. Rota uzaktan bakıldığında çürük gibi görünmesine rağmen sağlam. Biz oraya gitmeden yaklaşık 15 gün önce yağan kar rotayı biraz daha zorlaştırmıştı. İlerleyen kısımlarda yer yer buzlanma ve sert kar vardı. Rotada sabit hatlar var ama hiç güvenli değiller. Çamaşır ipinden biraz kalın naylon iplerle sabit hatlar açılmış ama ne zamandır o rotada oldukları belli değil ve köşelerde taşlar çok yıpratmış. İlk sabit hattı geçtikten sonra, yani ilk ip boyunda sonra kısa bir yan geçişle ilerde yine aynı sabit hatlarda kullanılan iplerden yapılmış merdiven vardı, bunun durumu daha iyi olduğundan bunu kullanarak ilk zor etabı geçtik. Burdan sonra bir kılçığı geçip 15m ilerdeki ilk bacadan yükseldik. Bacayı geçtikten sonra rota sağa doğru devam ediyor. Buralarda da yine sabit hatlar vardı. Üzerinde sabit hat olan bir kar etabını da sağa doğru yan geçtikten sonra yine sabit hattın olduğu diyagonal bir etaba geldik. 45m civarındaki bu etabı da geçtikten sonra yeni bir rota açtığımızın farkına vardık. İlk sabit hattı geçince hemen sağa kıvrılıp kar kulvarından yükselip 10 metre yukarısındaki 2. sabit hattan devam etmek daha kolay olur. Ama biz ilk sabit hattan direk olarak yukarı devam ettiğimiz için rota 2 derece daha da zorlaştı. Buradan sonra hemen sağa geçip üzerinde sikkeler ve patlamış bir friend olan kısa bacaya giriyorsunuz. Buradan sağa yan geçip devam ettikten sonra Semavar kayasını net olarak gördükten sonra hemen 25 m daha yükseldikten sonraki sabit hattı da takip ettikten sonra zirve yoluna çıkmış oluyorsunuz. Geçmiş olsun. Burada bir şeyler yiyip su içtikten sonra yola devam ettik. Zirve 100mlik düz bir yolun sonunda. 

İniş bu tırmanışın çileli kısmı. Yol çok uzun. Geldiğiniz yolun ters istikametinde, belirgin patikadan yürümeye devam ediyorsunuz. Dağın arkasından dolaşarak iniş yapılıyor. Alam kooh zirveden arkaya bakınca görünen çanak üzerinde de belirgin bir patika var. O yola girerseniz çok alakasız yerlere gidersiniz. O çanağın üzerindeki kılçığa gelmeden yol sola sapıyor. Sol tarafa sapıp, sola doğru bir süre devam ettikten sonra alçalıp, Alam kooh ‘un yanındaki dağın arkasına dolaşıyorsunuz. İlerde görünen bir barınak var, oraya kadar da zaten patika belli. Dağ barınağını da geçtikten sonra patikayı takip ederek düze çıktık umuduyla devam ediyorsunuz ama ilerde bi kaç kolay baca geçip ( o kadar tırmanışın üzerine zor geliyo valla ) alçalmaya başlıyorsunuz. Dönüş rotası da sprey boyalarla işaretlenmiş. Yolun sonuna doğru çelik halatlarla açılmış sabit hatlar var. Her ne kadar çelik halat da olsa onlar da kopmuş ya da çaklı oldukları boltlar patlamıştı. Üzerilerine çok yük vermeden orayı da geçtikten sonra sağınızda kalan bir buzul üzerine gelince sola doğru inişe başlayıp dik bir çarşak sonra da sert kar üzerinden aşağı iniliyor. İndikten sonra kamp yerine tekrar 1 saatlik bir yol var. Yemek yiyip su içtikten sonra yorgun bedenleri uyku tulumunun yumuşaklığına bırakıp çok güzel bir şekilde uyuduk. 

30 Ağustos: 

Sabah biraz keyif yaptıktan ve bir şeyler yedikten sonra kampımızı toplayıp inişe geçtik. 1 saatte tekrar Sarchal’ a vardıktn sonra 1 buçuk saatte de çantaları katırlara verdiğimiz yere vardık. Orada sürekli vanet oluyormuş ama bu sefer araç vardı şoför yoktu. Yine yürüyeceğimizi öğrenince yıkıldık ve çantaları tekrar sırtladık. 20 dakika falan yürüdükten sonra yukarı gelen bi vanet durdu ama Babek arkada kaldığından ne dediğini anlamadık. Muhtemelen kazıklamaya çalışyordu. El işaretleriyle adamı babeğe yönlendirdikten sonra 13000 tümene anlaşıp tekrar federasyonun dağ evine vardık. Yine 3 kişi 13000 tümen verip orada bir gece kaldıktan sonra sabah Rasht üzerinden Urmiye’ye dönmek üzere yola koyulduk. 

31 Ağustos 

Dağ evinden 2000 tümene rudbarak merkeze indik ve ordan tektar taksiyle “üç yol” denen yere gittik. 6000 tümende bu yolculuğa verdik. Buradan Rasht ‘e gitmek için taksi beklemeye başladık. Uzun bir bekleyişten sonra ( bu bekleyiş esnasında Hasan’ın ayağından araba geçti ) gelen bir minibüse binip Tonekabon şehrine geldik. Minibüse 700 tümen verdik. Tonekabondan da 4000 er tümen verip Rasht şehrine taksiyle gittik. Burada Urmiye ye otobüs bulma umudumuz vardı ama otobüsün gece 11:00 de geçeceğini öğrenince 200 kiloluk sarhoş taksiciyle Ardebil ’e gittik. 24000 tümen de bu taksiye verdik. Ardebilde de inip, ATM bulamadığımız  için bakkaldan para çektikten sonra ( nası oldu bilmiyorum, babek halletti. ) yemek yedikten sonra yine taksiye binip Tabriz ’e gittik. Paramız yetmiyodu, ama pazarlık kar etmedi, Tabrize 33000 tümene geldik. Şerefsiz taksici. Denize düşen yılana sarılır, hep otobüs olmamasından kaynaklandı bunlar, bi de tatil dönüşü zaten. Sonra gecenin bi yarısı Tabriz ‘e vardık. Oradan da eski bi Chevrolet Buick ‘e binip 180 km hızla Urmiye ‘ye vardık. Kendi memleketimizce özlemiştik Urmiye’yi o yoldan sonra 🙂 Paramız olmadığından Babeğin babasından 30000 tümen alıp taksiciyi yolladık evine. 

6 Eylül 

Geçirdiğimiz bu aradaki 4 günde Sami’nin sınavlarını bekledik. O da en nihayetinde bir öğrenci. Ulaşımdan dilimiz yandığı için ve Sabalan Urmiye’ye biraz daha yakın olduğu için Babeğin arabasıyla gitmeyi tercih ettik. Ne de olsa bir depo benzin orda 5 YTL ye faln denk geliyor. Yolda önce,bir kazmamız eksik olduğu için Tabriz’e uğrayıp HaftGohar marka İran yapımı bir teknik kazma aldık. Kazma 40000 tümen yani 50 YTL ye falan denk geliyor.  Sonra Tabriz’ den çıkıp önce Ahar’ a sonra da Meshkin Sehr’ e gittik. Buradan da alışverişimizi yaptıktan sonra ordan da yarım saat uzaklıktaki Shamili’ye gittik. Burası bir kaplıca, burada insanlar da kamp kurmuşlar ve aileleriyle kalıyorlar. Burada cüzi otopark parasını ödedikten sonra arabamızı bırakıyor ve bir Land Rover jip kiralıyoruz. Jipe 15000 tümen verdik ve jip bizi ana kampa ( cami şeklindeki yer ) varmadan buzul rotasına en yakın yerde indirdi. Buradan öteye karşıdaki dereyi hedef alıp buzula doğru yürümeye başlıyorsunuz. 2 buçuk saatlik bir yürüyüş sonunda akşam karanlığına kalarak kamp yerine vardık. Zaten belirsiz olan kamp yerini bulmak biraz zor oldu. Zaten 2 çadırlık bi düzlük var. Başka herhangi bir yere çadır kurulması imkansız, her yer koca koca kayalar ve çarşak. Kamp yeri, buzulu görmenizi engelleyen,solunda küçük bir buzul olan büyük bir kaya kütlesinin hemen altında kalıyor.kamp yerinin hemen altında, yarı taşların altından yarı yüzeyden akan su var. Ayrıca bu kamp yeri dönüşte kullandığınız rotanın hemen bitiminde. Çadırımızı kurup güzel bir uyku uyumak için yattık.  

7 Eylül 

Buzulda taş düşmesi riski olmadığından gece karanlık ve soğukta kalkmanıza gerek yok, ama sabah olunca kalkınca da zaten hava yeterince soğuk.. hazırlıklarımızı tamamlayıp yola koyulduk. Buzula giderken sürekli altı buzul olduğu için kaygan ve çıkması dertli bir çarşak çıkıyorsunuz. 1buçuk saat süren yürüyüş sonunda buzula vardık. Babek ve Sami birinci ekip, Hasan ve Mustafa 2. ekip olarak ayrıldık ve son hazırlıkları da yaptıktan sonra tırmanışa başladık. Daha önceki senelerde bu zamanlar cam buz olduğu için biz de cam buz beklentisiyle gitmiştik fakat biz Damavend’ deyken buraya yağan kar buzulu örtmüştü ve yaklaşık 10 cm sert kar vardı. 2 ip boyu kadar ip birliğine girip emniyet almadan tırmandıktan sonra ( yaklaşık 45 derece eğim vardı ) eğimin çoğalmaya başladığı yerde emniyet almaya başladık. 4 ip boyu tırmandıktan sonra eğim tekrar azalıyor ve oradan sonra da sağa doğru kıvrılarak zirveye giden düzlüğe ulaştık. 15 dakikalık bir yürüyüşten sonra da zirvedeki göle ulaştık.  

Toplam 6 saat süren tırmanıştan sonra inişe geçtik. Zirvede biraz vakit geçirdikten sonra inişe geçtik. Buzulun üzerindeki düzlüğü yan geçip buzulun sağındaki taşlık sırta çıktık. Burada etrafı kayalarla çevrili meydan gibi bir yer var. Oradan sonra zaten iniş rotası sarı çubuklarla ve bayraklarla işaretlenmiş. İniş yolu tırmanıştan daha zor ve tehlikeliydi. Yağan karın buzlaşması sebebiyle sıkıcı bir iniş oldu, bu da yetmezmiş gibi Hasan’ a gelen taş inişi biraz daha yavaşlattı. Neyse ki büyük bir sakatlık olmadı ama can sıktı işte. 

3 saat sonunda kampa vardık ve bişeyler yiyip yattık. 

8 Eylül 

Sabah İrandaki tırmanışlarımızın bitmiş olması nedeni ile üzerimizdeki rahatlıkla biraz geç kalkıp 10:00 gibi kamptan ayrıldık. land rover ların geçtiği yola varmadan 1 saat önce bizi yukarı çıkaran şöförü arayıp gelmesini istedik. Yaklaşık 1s.15dk.lık bi yürüyüşten sonra yola indik. Land Roverımıza bindikten 20 dk. sonra da aracımızın yanındaydık. Arabamıza binip sorunsuz bi şekilde Urmiye ye vardık. 

9 Eylül 

sabah 06:00 da babeğin anne ve babası ile vedalaştıktan sonra sınıra doğru yola koyulduk. ve 1 saat sonra esendere sınır kapısındaydık. Hiç sorun yaşamadan Türkiye girdik ve saat 14:00 daki otobüsümüze yetişip. Bursaya döndük. 

DAMAVAND TIRMANIŞI (5671): 

Tarih: 23-25 Ağustos 2007 

Ekip: 

            Mustafa İstengir 

            Hasan Öztürk 

            Babek Shateri 

            Sami Ahmari 

Kullanılan malzemeler: 

             Teknik malzeme (kask dahil) kullanılmadı. 

ALAM KOOH TIRMANIŞI(4850) 

Tarih: 

            27-31 Ağustos 2007 

Tırmanılan Rota: 

            Alman rotası 

Ekip: 

            Mustafa İstengir 

            Hasan Öztürk 

            Babek Shateri 

Kullanılan Teknik Malzemeler: 

            1 adet 60m lik (8mm) ip 

            1 takım cassin takoz set 

            8 adet express 

    3 iniş aleti 

            8 karabin 

            5 adet uzun perlon 

            3 adet kask 

SABALAN TIRMANIŞI(4811) 

Tarih: 

            6-8 Eylül 2007 

Tırmanılan Rota: 

            Sabalan kuzey buzul rotası 

Ekip: 

            Mustafa İstengir 

            Hasan Öztürk 

            Babek Shateri 

            Sami Ahmari 

Kullanılan Teknik Malzemeler: 

            15 adet buz vidası 

            8 adet express   

            12 adet karabin 

            4 adet iniş aleti 

            8 adet uzun perlon 

            4 adet kask 

            4 adet krampon 

            2 adet yarı teknik kazma 

            6 adet teknik kazma 

(Ayrıca 7000 tümen 10 liraya tekabil ediyor) 

Tahran’da dağcılık malzemelerin satıldığı dükkanların sokağına gidip bi kaç ufak alışverişten sonra ,hafiften tahran sokaklarında dolaşmaya başladık.Tahran Urmiye’ye göre çok pahalı.Trafik çok kalabalık ve her taraf taksi motorlar ve dolmuş taksilerle dolu.Bu gecede Tahran da kalıp yarın sabah erkenden Alam Kooh yollarına düştük. 


0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir