Yer: Uludağ/Keşiştepe

Kamp Alanı: Eski Wolfram Madeni Bölgesi / Çanak Kamp Alanı

Rota: Kınıyorum

Zorluk Derecesi: M3 – M6

Tarih: 25.03.2023

Hava Durumu: 0C°, 5C°

Ekip: Efecan Aytemiz, İnanç Baylan

Rota Tehlikeleri: Çürük Kaya, Ara emniyet eksikliği

Kullanılan Malzemeler: 1 çift dry yarım ip, İniş aleti, 3 set telli takoz, 3 sikke, 5 kısa ekspres, Perlon bantlar, Kilitli karabinalar, HMS’ler

Uludağ güzel, tırmanış güzel ve yine gelecek ben… 

UDK’nın Ataya Bağlılık etkinliği dâhilinde ilk defa Uludağ’a gittim. Dağcılık hayatım boyunca hiç fırsat bulamamıştım. Birkaç sefer plan yapıldı ama çeşitli sebeplerden olmamıştı. 

UDK, ilk defa 2020 senesinde beni konuşmacı olarak davet etti. Sanırım yeni nesil konuşma kapasitemle ilgili anlatılanları inanılır bulmamışlar ve illa kendileri deneyimlemek istemişler. Şanslarına yine saçma olaylar sonrasında gidemedim.  

Sonraki sene salgın dolayısıyla iptal edildi.  

Online yapılan etkinliğe katılabildim ki bu da meselenin, benim Uludağ’a gitmemle ilgili olduğunu kanıtlıyor. İlahi bir güç UDK’yı koruyor olabilir. Bu etkinlikte, arkadaşlara süre aşılınca (aşılırsa değil) beni uyarın veya başka sorular almayıp kesin diye tavsiye ettim. Kibarlık yapacaklarını tahmin ettiğim için süreyi takip ettim ve aştığımda ben uyardım ama onlar sormaya devam ettiler ve sanırım planlananın iki katı falan konuştum. (ATB 15.5 canlı yayını / Efecan Aytemiz röportajı linki: https://youtu.be/NdpBHpnWkgw) 

Bir daha onlardan haber almam diye düşünüyordum ama bu sene beni yine davet ettiler. Baktım bu sefer değişik arkadaşlar arıyor, anladım ki diğerleri mezun olmuş ve yine, yeni nesil eskilerin uyarılarına kulak asmamış… Tabi ki ben uyarımı yaptım; online gibi olmaz sıkışınca sesi kapatıp bağlantıyı keserek kurtulamazsınız dedim ama çok kararlıydılar… “Herkesin kendi hatalarını yapmaya hakkı vardır” dedim ve kabul ettim. 

24 Mart 2023

Sonunda Bursa’ya gelebilmiştim. Diğer konuşmacı Eren Görenoğlu beyaz yakalı dağcı olmak ile ilgili, üzerinde epey çalışılmış, çok kapsamlı araştırma ve hesapları da içeren bir sunum yaptı. Ya iş yeri için de bu tip sunumlar hazırladığı için eli çok alışık ya da az mı iş veriyorlar bilmiyorum… Müdür mü kayırıyor acaba!?  Benim öyle bir hazırlığım yoktu.” Aladağlar’da kış tırmanışı nasıl yapılır anlat.” dediler, ben de gelişine yapıştırdım…  

UDK’dan arkadaşlar ya çok kibar oldukları için ya da henüz dinleme kotaları dolmadığı için akşam da eğlencelerine davet ettiler; ben eğlendim… onları bilmem! (UDK’dan not: Gayet keyifliydi.

16.Ata’ya Bağlılık Çanak kamp alanı/Efecan Aytemiz

25 Mart 2023 

Otobüsler ile Uludağ’a geçildi. Katılan diğer ekiplerle beraber sayımız iyice arttı ve uzun bir yürüyüş kolu halinde kamp yerine doğru hareket ettik. Yürüyüş düzenini bozmamak için, genelde yaptığım gibi, belli bir yerde kalmayıp ileri geri hareket ederek konuşma yoğunluğunu ekibin tamamına yaydım. Ağrı dağında bir ilk gün yürüyüşünde AKUT’a yeni başlayan arkadaşlar soru işareti suratlar ile baktıklarını görünce; Tunç Fındık: “Radyo gibi düşünün, yoldasınız arka fonda yayın var, arada ilgilendiğiniz bir konu olursa dinlersiniz, bilgiler doğrudur.” diye açıklamıştı. Neyse kimse delirmeden kampa vardık. 

Kampı kurup bir şeyler yiyip içtik. Bu sırada günü boş geçirmemek için rota bakmaya başladım. Saat öğleni çoktan geçtiği için yürüyerek zaman kaybetmeyeceğimiz ama eğlenceli bir şey bulmaya çalıştım; Özbay Kulesi gözüme güzel göründü. 

UDK’dan arkadaşlarla konuştuk, gider orada uygun bir rota bulur çıkarız dedim… yine abuk bir rota seçeceğimi de ekledim lafın arasında. Tırmanış ekiplerinden geriye kalan son malzemeler olan; 3 set stopper, 3 sikke, 5 kısa ekspres, 1 60’lık 1 120’lik perlon bant, 5-6 tane kilitli karabini aldık. Bu arada arka planda kimin benimle geleceği ile ilgili sessiz konuşmalar yapılıyordu. Artık kısa çöpü mü çekti, gönüllü olup kendisini feda mı etti bilmiyorum, İnanç’la beraber yola çıktık. (UDK’dan not: Tamamen gönüllülük esaslı ve hevesli bir ikilinin -Cem ve İnanç- arasında neticelenen sohbettir.

Özbay Kulesi kuzey yüzünün, kaya ile karın ilk buluştuğu en alt bölümünden başlayarak, zirveden sağa doğru inen sırt üzerindeki büyük çentiği hedefleyen bir rota çıkarabileceğimiz konusunda anlaştık. 

(Kınıyorum Rotası Toposu-Kamp Alanından Görünüş Foto:İnanç Baylan)

İlk İp boyu-Rota altından görünüş ( Foto:İnanç Baylan)

1’inci ip boyu: Hafif eğimli kardan yükselerek kayaya girdik. Çok sağlam olmayan kayada temizlik yaparak ilerledik. Otlu setlerdeki budama zamanı gelmiş olan çalılar, rotaya O1-2 derecesi ekledi (O; orman derecesi çalıları tutup, ota kazma saplayınca rapora eklemek lazım). Genel olarak M3-4 yüzeyler arasında birkaç M5 hamle ile yüzü ikiye bölen büyük sete çıktık. “Sert Ol” rotasının 2’nci ip boyunun da başladığı bacanın altında, çakılı bırakılmış 1 sikkeyi, 1 stopper ile yedekleyerek ilk istasyonu kurduk. Bu ip boyunda 4 ara emniyet attık ama ben ara emniyet konusunda cimriyimdir, “Daha ilerde lazım olur.” diye çok gerekmedikçe gözümün kestiği yerleri serbest geçme eğilimim vardır.  

Bir de malzeme kısıtlı olunca iyice tasarruf moduna girmiş olabilirim. Sanıyorum bu yüzden İnanç yukarıya “Abi seni kınıyorum!” diye geldi…  

Bununla çok karşılaşıyorum. Kemaliye’deki büyük rampayı, yürüyüş yaparken beğenip, iş botları ile serbest çıktığımı anlatınca, Tafa (Mustafa Kalaycı) “Tebrik ediyorum ama takdir etmiyorum!” diye hislerini özetlemişti. 

İlk İstasyon-Kamp Alanından Görünüş(Foto:Ender Can)

2’nci ip boyu: Set üzerinde sola doğru ilerleyip, “Sert ol”un bacası ve “Esmiyor”un hattı arasındaki, emniyetsiz yüzeyde biraz arandıktan sonra zirve sırtındaki büyük çentiğe doğru yükseldi rotamız. İlk ip boyuna göre bir tık daha zorlaşan tırmanış M4-5 ve M 6 kilitler ile güzel bir yatırım olduğunu hissettirdi. Bu kısımda emniyet noktasında pek ekonomik davranamadık; ekspres bantlar bitince kilitli karabinleri birbirlerine takarak kullandık.  

Yine epey büyük taşların da olduğu temizlikler yapmak zorunda kaldık. En sonda sırta çıkma noktamızda kayaların birbirlerine küs olduklarını, yıllar önce aralarındaki bağları kopardıklarını ve aslında tamamen yer çekimi ile üst üste durduklarını fark ettik.

İlk İstasyonn-Kamp Alanından Görünüş(Foto:Ender Can)

Biraz geri hamle yaparak, yerleştirmesi sıkıntılı olduğu için atladığımız bir ara noktayı da “Yusuf” faktörünü azaltmak için rotaya dahil ettik ve orada bıraktık… kazara birileri bu rotaya girerse bari bir faydamız dokunsun dedik. Son hamle, küs kayaların dengelerini bozmamak için, üzerlerinde uzanıp dağın diğer yüzünü tutarak yapıldı. 

Bu setten zirveye giden son etap ipe bağlı ama serbest olarak gidildi, zaten 2-3 derece olduğu için hızlıca bitti ama yine de dikkatli olmak lazım; sonuçta karla kaplı küs kayaların dengesini bozarsanız onlar da tırmanışın yengesini bozabilirler. 

Zirvede ipleri ve malzemeyi çantalara bastık ve diğer tarafa doğru, tırmanışın son etabı tadında 2-3 derece bir sırttan kısa bir iniş yaptık. Gerisi karlı yamaçtan kampa yürüyüş şeklinde devam etti. 

Kınıyorum Rotası Toposu-Rota Karşısından Görünüş(Foto-Erkut Morkoç Arşivi)

Rotamız, sonradan internette bulduğumuz fotoğraf ve çizimlerden anladığımız kadarıyla “Esmiyor” rotasının hemen sağında kalıyor. Kuzey yüzünün dibinden, büyük sete ve zirve sırtındaki büyük çentiğe çıkıyor. Zirvenin hemen altındaki küçük çentiğe ulaşan ve direk bir hat izleyen “Esmiyor”a göre sanırım daha ekonomik, biraz daha dolambaçlı bir rota oldu. Yeni bir rota olarak görülürse adı, İnanç’ın bu tırmanışta filizlenen hislerini yürekten ifade ettiği “Kınıyorum” olabilir

Genel olarak, temizlik gerektiren, çürük ve kısıtlı emniyet noktası veren bir kaya yapısındadır. “Esmiyor”un açıldığı döneme göre daha ılıman hava koşullarında çıkıldığı için; miks tırmanış öğeleri kar-buz-kaya yerine kaya-kar-buz şeklinde değişiklik göstermiştir.  

Rotaya çok geç bir saatte 15:30, 16:00 arası girdiğimizden; 19:00, 19:30 gibi karanlıkta bitirebildik. İnsan gibi vakitlice başlayıp, gündüz gözüyle tamamlamakta fayda olacaktır. 

Rota derecesi M3-M6 arası gidip gelen, pek de homojen olmayan bir rotadır. Tabi ki bu dereceleri başka bir ekibin değerlendirmesinde fayda var; sonuçta yıllardır böyle bir tırmanış yapmamıştım, vücut hatırladığı kadarıyla tırmandı rotayı.  

Malzeme olarak sadece stopper ve kısa ekspres kullanmak pek akıllı işi değil; küçük, orta friend (cam, yaylı takoz, artık hangi ismi tercih ediyorsanız) ve 60’lık perlon olsaydı tadından yenmezdi.  

Sikke de faydalı olacaktır ama biz zaman kaybetmemek için sikke çakacağımız yere kazma ucunu sıkıştırıp, hamleyi yaptıktan sonra ipinden çekip alarak “geçici emniyet noktası” (artık nasıl saçma bir kafaysa) kullanarak tırmandık. 

İp boyları 45-50 metre ve 25-30 metre gibi denilebilir… ödünç alınan ipin kaç metre olduğunu bilmiyorsan ve rota da düz bir çatlağı takip etmiyorsa çok net bir sonuca ulaşılamıyor.

Kampa varışımız 20:00 civarında bir saatte gerçekleşti. Kampa vardığımızda UDK’dan arkadaşlar sağolsunlar hazırladıkları sıcak yemekleri, güzel sunumlarıyla bize ikram ettikten sonra istirahatimize yolculuğumuz başladı… 


0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir