Tarih: 30 Eylül – 5 Ekim 2008 
Rota: Mangırcı Vadisi’nden Alaca Güney Batı sırtı. 
Zirve Ekibi: Mustafa İSTENGİR (Lider), Ahmet KARAAĞAÇ, Hamza C. İZMİTLİ, Gamze SAYIN 
Hava: 30 Eylül – 3 Ekim güneşli, 4 – 5 Ekim yağmurlu 

30 Eylül SALI 

     Akşam 19.00’da  İnan Turizm’le Bursa’dan Niğde’ye doğru yola çıktık. 

1 Ekim ÇARŞAMBA 

     Sabah 05.30’da Niğde terminaline vardık..Pazartesi gününe yine İnan Turizm’den 45 ytl’ye aldık biletleri.Ufak tefek alışverişten sonra saat 15.00’da terminalin yanından kalkan Çamardı Otobüsü’nde yerlerimizi aldık(Ücret 6 YTL). Yaklaşık bir buçuk saat süren yolculuğun ardından Demirkazık Köyü’nün çıkışındaki köprüde indik. Ramazan Abi’nin jipine binerek Sarı Mehmetler Yurdu’na gittik(50 ytl)(ramazan abi:05377831427). kampımızı attık. Uzun bir yolculuk geçirdiğimiz için fazla oyalanmadan yemek yiyip yattık. 

  

2 Ekim PERŞEMBE 

     03.00’da uyandık. Bugünkü planımız Alaca-Kaldı traversi yapmaktı. Kahvaltı yapıp zirve için çantalarımızı hazırladık. 04.20’de yola çıktık.Mangırcı Vadisi’ndeki Kocatepe’nin önünde uzanan ormana girip patikayı takip ettik. 05.00’da Kocatepe tam solumuzda yükseliyordu. 5 dk’lık bir moladan sonra tekrar yola devam ettik. 06.00’da ormandan çıkalı yarım saatten fazla olmuştu ve hava yeni aydınlanıyordu.5 dk’lık bir mola daha verdik. Bu sırada Alaca, zirvesindeki karlar ve tüm haşmetiyle tam önümüzde piramit şeklinde yükseliyordu. 

Yolumuza aynı patikayı takip ederek devam ettik.Patika ormandan çıkınca kayaların arasından devam ediyordu. Sağımızda Büyük Mangırcı yükseliyordu.Kocatepe’yi gerimizde bırakmıştık. Patika vadiden ve kayaların arasından çıkıp açıklığa geldiğimiz yerde biraz dikleşti. Hatta biraz çarşağımsı bir hal aldı. Karşımızdaki zirveye hedefleyerek yolumuza devam ettik. Alaca’nın! eteklerine geldiğimizde bir gün önce yağmış olan karın kalıntılarıyla karşılaşmıştık. Gecenin soğuğu onları biraz sertleştirmişti. Güneş de henüz yakıcı bir hal almadığı için karı eritememişti. Kardan yürümemeye çalışarak çıkmaya devam ettik.Saat 10.10..Bulunduğumuz zirve 3200 mt’lik Küçük Alaca’ymış. Yarım saatlik mola ve atıştırmalardan sonra Küçük Alaca’ya uzun bir boğazla bağlanan Alaca’ya doğru yola koyulduk. Boğaz direk Alaca’nın altında bitiyordu ama biz sağa doğru yönelip Batı yüzündeki sırta geldik.Güneybatı yüzünden tırmanışa geçtik. Sırtın sonunda  yaklaşık II+, III derecelik kaya etapları başladı. İp açmaya gerek olmayan fakat kayaların pek sağlam olmadığı etaplardı bunlar. Tutamak ve basamakları dikkatlice seçerek kayalardan yükseldik.Son kısımda kolay ama çürük olan kilit vardı Saat 13.15  3555 mt yükseklikte Alaca zirvesindeyiz. 9 saat süren bir yürüyüşün ardından gördüğümüz manzara tüm o saatlere değerdi. Adana’nın baraj gölleri, yanında dizilmiş dağlar, üstlerinde yükselmekte olan güneş. Bu güney manzaramızdı. Doğu manzaramız Kaldı ve çevresiydi. Kuzeyde aladağların en yüksek zirvesi Kızılkaya vardı ve daha bir sürü zirve. Plan Alaca’dan Avcıbeli geçidi ve sonrasında Kaldı zirveydi fakat çeşitli nedenlerden dolayı traversten vazgeçildi. Bir şeyler atıştırdıktan sonra zirve defterini aradık ama yoktu.küçük bir not kağıdına Alaca’ya söylemek istediklerimiz yazıp taşların altıan koyduk. Birkaç zirve fotoğrafınının ardından 14.30’da dönüşe geçtik. İnişimizie güneydeki çarşaktan başladık. Çarşağı inip Avcıbeli Geçidi’ne yöneldik.Geçidin kuzey yüzü karlıydı ve dikti. Karın bittiği yerde kramponları çıkarttık. Direktaş Vadisi’nden inmeye devam ettik. Takip ettiğimiz patika dışında her yer kaya. Parmakkaya’nın altından geçerken güneş batmaya başlamış, Aladağlara ismini veren renkle zirveleri boyamıştı. Direktaş Vadisi’nin soğukluğu bu görüntüyle biraz olsun unutuluyor. Akşampınarı kamp yerine üstten bir göz attıktan sonra patikamız Emli Ormanı’na  doğru kıvrıldı. Ormana girdiğimizde hava kararmaya başlamıştı. Ormandan çıknca artık tam anlamıyla akşam olmuştu. Ormandan sonra zaten kamp yerine giden araba yoluna giriliyor.O yoldan ilerleyip 19.30’da kampımıza ulaştık. Çok yorulmuştuk hemen yemek yiyip yattık. 

  

3 Ekim CUMA 

   08.00’da uyandık. Bugünkü plan Kazıklı Ali’ye gidip geleneksel çalışmaktı.kahvaltımızı yapıp teknik malzemeleri hazırladıktan sonra 09.30’da yola çıktık. Kamp alanına geldiğimiz araba yolundan yürümeye başladık. Yolun yarısına geldiğimzde artık telefonlarımız çekiyordu ve 1 gün önce Demirkazık Yıldızbaşı Geçidi’nde ölen dağcı haberini aldık. Ailelerimizi arayıp iyi olduğumuzu söyledikten sonra yola devam ettik. Kanyonun girişini görünce yoldan ayrıldık. Sola sapıp kanyona girdik. Biraz ilerledikten sonra kanyonun güzelliğinden dolayı biraz sersemledik. Kanyon bittikten sonra tekrar geri dönüp geleneksel çalışmaya uygun kaya aradık.13.00’da kısa ama boydan boya çatlaklı bir kaya bulup malzemelerimizi hazırlamaya başlamıştık. Toplanıp dönüşe geçtik. 19.30 civarı kamp alanındaydık. Yine yorgunduk, yine fazla oyalanmadan yemek yiyip yattık. Gece yağmur yağmaya başladı. Çantaları içeri aldık. 

  

4 Ekim CUMARTESİ 

   07.15’te yağmurla kalktık.Biz kahvaltı yaparken yağmur durdu. Hava zirve için izin vermeyeceğinden dönmeye karar verdik.09.40 kampı toplayıp yola çıkacağımız anda yağmur bastırdı. Mağaraya sığındık.Durunca yürüyüşe geçtik. Telefonların çekmeye başladığı yerde traktörcüyü arayıp(durmuş ali dayı:05382613880)bizi almasını istedik. Yol kenarındaki mağaralardan birinde bekledik. Yarım saat sonra geldi amca.(30 YTL. Yüz göz çamur içinde 10.50’de traktörcü amcanın evine vardık. Ordan kooperatifi arayıp çamardı otobüsünün saatini sorduk. 14.00te amca bizi otobüsün yoluna kadar bıraktı… (yine 6 YTL). Niğde terminalde indik. Pazartesi için aldığımız biletleri iptal ettirip başka bir otobüs aradık. Bayram yoğunluğundan tüm otobüsler doluydu ama saat 17.30a bir Ankara seferi bulduk. Önünde Efa tur yazan Çamardı dolmuşu kılıklı arabayla Ankara’ya gittik(30 ytl).23.00 civarında Ankara’daydık. 24.00’daki Anka Turizmle Bursa’ya döndük(30 YTL). 

Ahmet KARAAĞAÇ  


0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir